Aşık Ali Gürbüz

Aşık Ali Gürbüz

Aşık Ali Gürbüz.

Kitap Kağıdı 294 Sayfa


ALİ GÜRBÜZ/GÜRBÜZ/ALİ, Ali Gürbüz


(d. 1924 / ö. 21.07.2005)


Aşık Ali Gürbüz, 1924 yılında Malatya’nın Darende ilçesine bağlı Akçatoprak (Mığdı) köyünde doğmuştur (Kutlu 1979: 421; Yardımcı 1995: 39). Mehmet ve Cemile’nin evliliklerinden dünyaya gelen âşığın bir yaşındayken babası vefat etmiştir (Topbaş 1996: 2-3). On iki yaşına kadar üvey babasının elinde yoksulluk içinde büyüyen âşık, baskılara dayanamayıp annesini yanına alarak Sivas’a göç etmek zorunda kalmıştır. Yaşamını çerçilik yaparak kazanan ve sonraları iş hayatına atılan Gürbüz, bir süre köyün davar çobanlığını yapmıştır (Alptekin vd. 2014: 276). Okuma yazmayı kendi kendine öğrenen âşık, Sivas’ta bir kitapçıdan Ruhsatî, Minhacı, Feryadî, Serdarî gibi âşıkların kitaplarını alıp okumuş, özellikle Âşık Ruhsatî’den çok etkilenmiş ve şiir yazmaya başlamıştır (Topbaş 1996: 6; Kalkan 1991: 321). Askerlik dönüşü Ankara’ya yerleşen Gürbüz, burada ilk önce bir kitapçı dükkânı ve ardından da bir basımevi açmıştır (Bezirci 1993: 159). Evli ve dört çocuk babası olan Gürbüz, 21 Temmuz 2005'te Ankara’da vefat etmiştir (Alptekin vd. 2014: 276).


Ali Gürbüz, çocukluk yıllarında başından geçen olayları, gençlik yıllarında çektiği sıkıntıları ve yaşadığı hayatın derin izlerini şiirlerinde sık sık dile getirmiştir. Ayrıca şiirlerini yazarken Anadolu’da çok okunan halk hikâyelerinden de etkilenmiştir. Özellikle Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun ve Ferhat ile Şirin gibi kahramanların isimlerine şiirlerinde sıkça rastlanılmaktadır (Topbaş 1996: 20-21). Gurbet, ayrılık, dinî ve millî duygular, Atatürk, Cumhuriyet, memleket sevgisi, birlik ve beraberlik onun işlediği konular arasındadır. Buna karşılık aşk ve sevda konularını işlediği şiirlerinin sayısı azdır.


Aynı zamanda bir destan şairi olan Ali Gürbüz’ün ilk destanı Kore Destanı’dır. Âşıklığa başladığı zaman destan yazıp satarak geçimini sağlamıştır (Topbaş 1996: 23). Saz çalmasını bilen âşık, Süleyman Gürbüz ve Mehmet Gürbüz adlı iki çırak yetiştirmiştir (Özkan 1992: 157). Şiirlerinde mahlas olarak genellikle adını soyadını kullanan âşığın bazı şiirlerinde sadece Ali veya Gürbüz’ü kullandığı da görülmüştür. Şiirlerinin tamamında hece ölçüsünü kullanan âşık, daha çok 11’li hece ölçüsünü tercih etmiştir. Sade ve anlaşılır bir dil kullanan âşık, şiirlerinde mahalli söyleyişlere, atasözü ve deyimlere de yer vermiştir.


1967 yılında İkinci Konya Âşıklar Bayramı’na katılan âşık, bundan sonra da pek çok âşık toplantısına katılarak değişik dereceler almış, 1973 yılında da Hüseyin Çırakman başkanlığında Halk Ozanları Kültür Derneğini kurmuştur (Alptekin vd. 2014: 276). 1974 yılında Kültür Bakanlığının açmış olduğu şiir yarışmasında “Vurmayalım Bir Daha” adlı şiiriyle ikincilik ödülüne layık görülen âşığın “Gelin Dostlar Bir Olalım” adlı şiiri de Feyzullah Çınar tarafından bestelenerek seslendirilmiştir (Kavruk vd. 2006: 320).


Âşık hakkında 1996 yılında İnönü Üniversitesinde Selahattin Topbaş tarafından “Darendeli Âşık Ali Gürbüz” adlı bir lisans tezi hazırlanmıştır (Kavruk vd. 2006: 320). Bu tezde âşığın hayatı, sanatı, şiirlerinin yapısı ele alınmış; yayımlanmış ve yayımlanmamış şiir örneklerine yer verilmiştir. 1997 yılında Hacettepe Üniversitesinde Ebru Bayraktar tarafından “Halk Şairi Ali Gürbüz’ün Hayatı, Sanatçı Kişiliği ve Bütün Eserleri” adlı bir lisans tezi olduğunu biliyoruz.


0Adet Satıldı
  • 120,00TL
  • Vergiler Hariç: 120,00TL