MEHMET AKİF ERSOY
KARTON KAPAK, KİTAP KAĞIDI, 142 SAYFA
“Evlenmeme için neden bu kadar ısrar ediyorsun? Herkes evlenmek zorunda mı?” diye Akif annesine sordu.
“Yuva kurmak her zaman iyidir; çünkü sorumluluk alan insan isteyerek bencillikten vazgeçer.”
“Hiç böyle düşünmek aklıma gelmemişti.”
“Yuva
kuran insan hayatı eşiyle paylaşarak omuzlarındaki yükü hafifletip
mutlu gülüşlere uyanır. Yuva kurduğun zaman çocukların olacak. Evlat
sahibi olmak güzel bir duygudur ve insanın özünde saklı bulunan bilinci
harekete geçirir. Bu bilinç bizi kainatın yaratıcısına yaklaştırır,
kendi sınırlı gücümüze değil, bizimle olan sınırsız güce dayanmamızı
sağlar. Mutlak mutluluğun, huzurun ve başarının yolu bu bilinci
kazanmaktan geçer.”
“Anneciğim ne güzel konuştun. Anladığım kadarıyla insanın kendi özüne dönmesi büyük bir çabadan geçiyor.”
“Elbette,”
dedi kadıncağız. “İnsan birşeyleri başarırken sık sık tökezleyip
hüzünlenir. Hüzün bize hayatın geçiciliğini, dünyanın sonluluğunu
hatırlatır. Hüzünle birlikte içimize döner, ruhumuzun dar sokaklarında
dolaşırız.”
O gece Mehmet Akif yatağına uzandığında annesinin
sözlerini düşündü ve ona hak verdi. Sabah uyandığında artık evlenmeye
karar verdiğini söyledi. Emine Şerife Hanım çok mutlu oldu.
“Biraz birikmiş param var şu konğı yeniden inşa ettirelim,” dedi Akif.
“Olur.”
Akif konankla ilgilenirken annesi de onun için münasip bir kız bakmak için eşe dosta haber verdi.
En
nihayet Mehmet Akif 1985 yılında İsmet Hanım’la sözlendi. Genç kız,
Tophane-i Amire Veznedarı Mehmed Emin Bey’in ve Hamdi efendi kızı Hasibe
Hanım’ın kızıydı. Alımlı, derin, hassas duygulu, ince ruhlu ve
göreneklerine sahip çıkan görgülü bir kızdı.